Medikal Gaz Sistemleri Nerelerde Kullanılır ?

Sağlık tesislerinde; hastalarda tanı, tedavi, terapi, uyutma gibi işlemler için ve operasyon odalarında cerrahi aletleri çalıştırmak için kullanılan gazlara medikal gaz denilmektedir.

Bu gazları kullanım noktaları olan uç birimlere kadar dağıtan borulama sistemine medikal gaz tesisatı, bu noktalarda vakum sağlamak için yapılan sisteme medikal vakum tesisatı ve operasyon odaları ile uyutma, uyanma odalarında anestezi gazlarını uzaklaştırmak için yapılan sisteme anestetik atık gaz tesisatı denilmektedir.

Medikal gazlar ve sistemleri aşağıda listelenmiştir:

  1. Oksijen ve tesisatı
  2. Azot protoksit ve tesisatı
  3. Medikal hava 4 bar ve tesisatı
  4. Cerrahi hava 7 bar ve tesisatı
  5. Karbondioksit ve tesisatı
  6. Karışım gazlar ve tesisatı
  7. Azot ve tesisatı
  8. Vakum tesisatı
  9. Anestetik atık gaz tesisatı

Yukarıda listelenen medikal gazlar şu amaçlar için kullanılmaktadır:

  1. Oksijen: Solunum, anestezi ve oksijen terapisi
  2. Azot Protoksit: Anestezi (uyutma)
  3. Medikal Hava 4 Bar: Solunum destekleyici gaz, anestezi ve solunum aparatı sondaj türbini, buhar aracılığıyla ilaç verme ve enjektörle çekme
  4. Cerrahi Hava 7 Bar: Cerrahi aletleri çalıştırma
  5. Karbondioksit: Fiziksel tedavi, inkübatörler, laminar flow çalışma kabinleri
  6. Karışım Gazlar: İnkübatörler, çalışma kabinleri
  7. Saf Azot: Cerrahi aletleri çalıştırma ve test işlemleri
  8. Vakum Tesisatı: Bronşiyal emme, sabit drenaj, ameliyat sırasında emme
  9. Anestetik Atık Gaz Tesisatı: Uyutma, uyandırma ve operasyon odalarından anestezi gazlarını uzaklaştırma

medical gas systems

Medical gasses are used at Health related facilities in such sections as surgeries, delivery rooms and intervention rooms, where surgical operations are performed, as well as in intensive care units, reanimation services and patient rooms, where care and treatment is carried out, and in operation of the surgical devices.

Oxygen, nitrous oxide, carbon dioxide, 4 bar medical air, 7 bar surgical air, mixed gasses as well as pure nitrogen are the medical gasses used in aforementioned procedures.

Due to the fact that Medic gas systems carry some risks that are directly related to human life, the project design must be well engineered and application must be realized using latest technology, hygienic and high quality materials in an informed manner.

As such, system design of medical gasses, distribution to the related gas receptacles through piping, assembly of medical vacuum and anesthetic waste gas systems require special attention and expertise.

Project designs and applications must be in compliance with national and international standards. In addition, system design should be such that it can be adapted to technical developments and changes that will occur in time.

Specifications and sample applications of oxygen installations, nitrous oxide installations, 4 bar pressured medical gas installations, 7 bar surgical air installations, pure nitrogen installations, vacuum installations, anesthetic gas installations and system elements as well as how the EN ISO 7396-1(2007) European Standard, the TS EN ISO 7396-1(2009) standard, which is fully endorsed in our country, and the other standards referred to in terms of capacity specifications will be used shall be explained in this study.

Medikal Gaz Sistemleri Nedir

Sağlık tesislerinde ameliyathane, doğumhane, müdahale odaları gibi cerrahi operasyon yapılan bölümler ile yoğun bakım, reanimasyon servisi, hasta odaları gibi bakım, tedavi alanlarında ve cerrahi aletleri çalıştırmak için medikal gazlar kullanılmaktadır.

Medikal gaz olarak; oksijen, azot protoksit, karbondioksit, 4 Bar medikal hava, 7 Bar cerrahi hava, mix gazlar, saf azot kullanılmaktadır.

Medikal gaz sistemleri do ğrudan insan hayatına yönelik risk taşıdıklarından projelendirme iyi bir mühendislik çalışmasıyla, uygulama ise bilinçli ve teknolojik, sağlığa uygun, yüksek kalitede malzemeler kullanılarak yapılmalıdır.

Bundan dolayı medikal gazların sistem tasarımları, boru dağıtım hatlarıyla ilgili gaz prizlerine ulaştırılması, medikal vakum, anestetik atık gaz sistemlerinin yapımı özel bir önem ve ihtisas gerektirmektedir.

Yapılan projeler ve uygulamalar, ulusal ve uluslararası standartlara, yönetmeliklere uygun olmalıdır. Ayrıca zamanla ortaya çıkacak teknik gelişme ve değişikliklere sistemin adaptasyonu mümkün olacak şekilde tasarım yapılmalıdır.

Bu çalışmada oksijen tesisatı, azot protoksit tesisatı, 4 bar basınçlı medikal hava tesisatı, 7 bar cerrahi hava tesisatı, saf azot tesisatı, vakum tesisatı, anestetik gaz tesisatı ve sistem elemanların ın özellikleri ve uygulama örnekleri, Avrupa’daki EN ISO 7396–1(2007) standardı Ülkemizde bire bir aynı olarak kabul edilmiş TS EN ISO 7396–1(2009) standardı ve kapasite özellikleri için atıfta bulunduğu diğer standartların nasıl kullanılması gerektiği anlatılacaktır.

Medikal Gaz Sistemleri

Sağlık tesislerinde ameliyathane, doğumhane, müdahale odaları gibi cerrahi operasyon yapılan bölümler ile yoğun bakım, reanimasyon servisi, hasta odaları gibi bakım, tedavi alanlarında ve cerrahi aletleri çalıştırmak için medikal gazlar kullanılmaktadır.

Medikal gaz olarak; oksijen, azot protoksit, karbondioksit, 4 Bar medikal hava, 7 Bar cerrahi hava, mix gazlar, saf azot kullanılmaktadır.
Medikal gaz sistemleri doğrudan insan hayatına yönelik risk taşıdıklarından projelendirme iyi bir mühendislik çalışmasıyla, uygulama ise bilinçli ve teknolojik, sağlığa uygun, yüksek kalitede malzemeler kullanılarak yapılmalıdır.
Bundan dolayı medikal gazların sistem tasarımları, boru dağıtım hatlarıyla ilgili gaz prizlerine ulaştırılması, medikal vakum, anestetik atık gaz sistemlerinin yapımı özel bir önem ve ihtisas gerektirmektedir. Yapılan projeler ve uygulamalar, ulusal ve uluslararası standartlara, yönetmeliklere uygun olmalıdır. Ayrıca zamanla ortaya çıkacak teknik gelişme ve değişikliklere sistemin adaptasyonu mümkün olacak şekilde tasarım yapılmalıdır. Bu çalışmada oksijen tesisatı, azot protoksit tesisatı, 4 bar basınçlı medikal hava tesisatı, 7 bar cerrahi hava tesisatı, saf azot tesisatı, vakum tesisatı, anestetik gaz tesisatı ve sistem elemanlarının özellikleri ve uygulama örnekleri, Avrupa’daki EN ISO 7396–1(2007) standardı Ülkemizde bire bir aynı olarak kabul edilmiş TS EN ISO 7396–1(2009) standardı ve kapasite özellikleri için atıfta bulunduğu diğer standartların nasıl kullanılması gerektiği anlatılacaktır.

Sağlık tesislerinde; hastalarda tanı, tedavi, terapi, uyutma gibi işlemler için ve operasyon odalarında cerrahi aletleri çalıştırmak için kullanılan gazlara medikal gaz denilmektedir.
Bu gazları kullanım noktaları olan uç birimlere kadar dağıtan borulama sistemine medikal gaz tesisatı, bu noktalarda vakum sağlamak için yapılan sisteme medikal vakum tesisatı ve operasyon odaları ile uyutma, uyanma odalarında anestezi gazlarını uzaklaştırmak için yapılan sisteme anestetik atık gaz tesisatı denilmektedir.

Medikal gazlar ve sistemleri aşağıda listelenmiştir:
1. Oksijen ve tesisatı
2. Azot protoksit ve tesisatı
3. Medikal hava 4 bar ve tesisatı
4. Cerrahi hava 7 bar ve tesisatı
5. Karbondioksit ve tesisatı
6. Karışım gazlar ve tesisatı
7. Azot ve tesisatı
8. Vakum tesisatı
9. Anestetik atık gaz tesisatı
Yukarıda listelenen medikal gazlar şu amaçlar için kullanılmaktadır:
1. Oksijen: Solunum, anestezi ve oksijen terapisi
2. Azot Protoksit: Anestezi (uyutma)
3. Medikal Hava
4 Bar: Solunum destekleyici gaz, anestezi ve solunum aparatı sondaj türbini, buhar aracılığıyla ilaç verme ve enjektörle çekme 4. Cerrahi Hava 7 Bar: Cerrahi aletleri çalıştırma
5. Karbondioksit: Fiziksel tedavi, inkübatörler, laminar flow çalışma kabinleri
6. Karışım Gazlar: İnkübatörler, çalışma kabinleri
7. Saf Azot: Cerrahi aletleri çalıştırma ve test işlemleri
8. Vakum Tesisatı: Bronşiyal emme, sabit drenaj, ameliyat sırasında emme 9. Anestetik Atık Gaz Tesisatı: Uyutma, uyandırma ve operasyon odalarından anestezi gazlarını uzaklaştırma

 

Üzümcü Hastane Ekipmanları Metal İşleme Sanayi ve Tic. A.Ş

Üzümcü Hastene Ekipmanları

Üzümcü Hastane Ekipmanları Metal İşleme Sanayi Anonim Şirketi; temelleri 1969 yılında atılan, uzun yıllardır edindiği deneyim ve bilgi birikimini, endüstriyel ileri teknoloji ile perçinleyerek, tıbbi cihaz, medikal gaz sistemleri, hastane ekipmanları ile her geçen gün daha da uzmanlaşarak   faaliyet gösteren, Türkiye ve dünyadaki lider firmalardan biridir.

Üzümcü Hastane Ekipmanları Metal İşleme Sanayi ve Tic. A.Ş 

Ameliyat Masası

Ameliyat Masası Aksesuarları

Jinekolojik Masa

Görüntüleme Masası

Ameliyathane Tavan Lambası, Led Lambalar

Kryo Terapi Cihazı

Cerrahi Aspiratör

Doktor El Yıkama Üniteleri

Hastane ilaç Arabası

Hastane Dolabı

Doktor Çalışma Masası

Kep, Bone ve Maske Dolabı

Narkotik İlaç Dolabı

Hastane Ekipman ürünleri (Morg üniteleri vs.) ve Medikal gaz sistemleri ürün yelpazesine sahiptir.

İletişim

Adres :
Oğulbey Mahallesi, Kumludere Caddesi  No: 1 Gölbaşı/ANKARA

Telefon & E-Posta
+90 444 71 51

Çalışma Saatleri

Alt kısımda yer alan saat dilimlerinden bizlere ulaşabilirsiniz.Pazartesi-Cuma: 08:30 – 18:00

Cumartesi: 08:30 – 14:00

Pazar: Kapalı

 

 

Otoklav da Su

Otoklavlarda kullanılan su buharlaşıp yeniden yoğunlaştığı için suyun içerisinde bulunan bütün mineral ve inorganik bileşikler kabin duvarına çökecektir. Bu sebeple otoklavların su deposuna konulacak suyun distile su olması arzu edilir. Başta kalsiyum ve klorit olmak üzere inorganik maddelerin ve bilhassa ağır metallerin varlıkları istenmez. Kaynatılan suyun içerisinde bulunan kirlilikler kabın dibinde pullanma ve tortu şeklinde ortaya çıkar. Buna buharlaşma kalıntısı adı verilir. Buharlaşma kalıntısının belirli bir seviyenin üzerinde olması otoklavda kullanılacak su için en istenmeyen durumdur. PrEN13060 şartnamesine göre 1 litre su kaynatılıp buharlaştırıldığında en çok 10 mg tortu bırakmasına izin verilmiştir.

Suyun saflaştırılması

Suyu önce buharlaştırıp sonra yeniden yoğunlaştırmak sureti ile tortularından arındırmaya distile etmek denir. Suyu karbon ve reçine filtrelerden geçirip iyonlarından ayırmaya deiyonize (demineralize) etmek denir.
Eğer distile edilmiş saf bir suyun daha saf olması istenirse ayni su yeniden distile edilebilir. Eğer bir su numunesi iki defa distile edildiyse bidistile su adını alır ve daha saftır. Bu su defalarca distile edilebilir. Böylece her defasında su daha saflaşır. Su arka arkaya distile edilerek iletkenliği 10 µS’e kadar düşürülebilir. Fizik laboratuarlarında su numuneleri seramik membranlardan geçirilerek elektrik direnci megaohmlar seviyesine gelinceye kadar saflaştırılabilmektedir. Böyle suların elektrik iletkenliği 0.02 µS kadar olabilir. Fakat böyle ileri derecede saflaştırılmış bir suyu otoklavda kullanmak gerekmeyebilir.

Her distile edildiğinde su daha saflaşır, iletkenliği daha azalır, daha mineralsizleşir, otoklav için daha ideal özelliklere ulaşır.

Suyun her distile edilmesinde daha da saflaşması sebebi ile bazı otoklavlar suyu devridaim kullanacak şekilde üretilmiştir. Böyle otoklavlara bir defa su konulur ve buharlaştırılan su yeniden depoya döndürülür. Böylece her defasında biraz daha saf su kullanılarak 60-70 çevirim yapmak mümkündür. Ayrıca saf su temin etme problemi de büyük ölçüde ortadan kalkmış olur. Örneğin Euroklav 23V-S markalı otoklavın kullanıcı el kitabında (Madde 6.8 sayfa:39) su sistemi seçmeli bırakılmıştır. Kullanıcı isterse kullanılan suyu yeniden kullanma seçeneğini devreye sokar, ayni suyu sürekli döngü yaptırıp kullanabilir (close-loop system). Eğer arzu ederse kullanılan suyu dışarı atar (one-way system). Bu şekilde suyu devri daim kullanarak çalışan bir tane daha otoklav piyasamızda bulunmaktadır.

 

Piyasamızdaki bazı otoklavların yükselti sınırları

Piyasamızdaki otoklavlardan bir tanesi 860-1060 milibar arasındaki barometrik basınçlarda çalışmak üzere üretilmiştir. Bu hava basıncı deniz seviyesi ve deniz seviyesinden en çok 1200 metre yükseklikteki kliniklerde kullanılabileceğini gösterir. Ülkemizde çok satılan bu marka otoklav Adana’da tam ve doğru sterilizasyon yapacaktır fakat Erzurum, Van, Bitlis gibi şehirlerimizde tam ve doğru sterilizasyon yapamayacaktır.

Piyasamızda satılmakta olan bir yabancı otoklavın üretici firmasının fabrika teknisyeni ile yapılan internette yazışmalarda ürettikleri otoklavın “1000 metreden yüksekte doğru çalışmayacağı eğer daha yüksek bir yerde kullanılacaksa kendileri tarafından önceden kalibre edilmesi gerektiği” öğrenilmiştir. Çünkü bu üretici firmanın ülkesindeki yerleşim birimlerinin ortalama yükseltisi en çok 1000 metredir. Bu otoklavın üzerinde kalibrasyon düğmesi yoktur. Kalibrasyon fabrika tarafından yapılmalıdır. Buna rağmen bu otoklav ithal edilip piyasamızda satılmaktadır.

Bir başka otoklav üreticisi ülkenin denizden yükselti ortalaması 100 metredir ve bu ülkede üretilen otoklavlar 100 metre yükseltiye sabitlenmiştir. Bu bilgi otoklavın kullanıcı kitabında çok net ifadelerle kalın harfler ile paragraf derinliği verilerek yazılmıştır. Bu marka otoklavların yükselti kalibrasyon seçeneği de yoktur. Maalesef çok bilinen bu otoklav ithal edilip ülkemizde satılmaktadır. Halbuki Türkiye’nin yerleşim bölgelerinde ortalama yükseklik 1132 metredir. Mutemelen hekimler bu otoklavın kullanıcı el kitabını okumadan satın almaktadır. Yine muhtemelen ithalatçı bu otoklavın özelliklerini bilmeden ithal etmektedir. Bu durum ülke çapında sterilizasyon standardımızı düşürmekte ve ekonomik kayıp yaratmaktadır.

Ülkemizde piyasamızda bulunan bazı otoklavların kullanıcı el kitaplarından alınan bilgilere göre yükselti sınırları şöyledir:

Nüve 18S/23S, 18VS/23VS, 18B/23B , Techno-gaz Europa B XP marka cihazların kullanıcı el kitabında otoklavın 2000 metre yüksekliğe kadar çalışabileceği yazmaktadır.
Pratika S16 marka otoklavın kullanıcı el kitabında otoklavın 1200 metrede çalışmak üzere tasarlandığı yazmaktadır, eğer başka yükseltilerde çalıştırılması isteniyorsa fabrikaya sipariş verilerek özel üretim yapılması gerektiği yazmaktadır.
Dentsan ve AD7-1-3A marka otoklavın kullanıcı el kitabında 700-1060 hPa hava basınçları arasında çalıştırılabileceği/depolanabileceği yazılıdır.
Aptica plus , DominaPlus marka otoklavın kullanıcı el kitabında 750 -1050 mBaratmosfer basıncı altında çalışabileceği yazılıdır. Ayni el kitabında fabrikasının 0-200 metre için ayarladığı yazmaktadır.
Aquarius40b, AtomaPlus kullanıcı el kitabında 750-1050 mbar arasında hava basıncına ayarlanabilir diye yazmaktadır. Fabrikanın cihazı 100 m yüksekliğe göre (default) ayarladığını arzu edilirse ön panelinde tarif edilen bir düğmeyi kullanarak yeniden ayarlanması gerektiği yazmaktadır. Bu ayar yapılmazsa vakumların uzayacağını yazmaktadır.

Tinhero marka otoklavın kullanıcı el kitabında şu cümle çerçeve içerisinde uyarı ile verilmiştir: “Otoklavı çalıştırmaya başlamadan önce lütfen lokal atmosfer basıncını kontrol ediniz. Eğer basınç 0.95 Mpa dan düşük ise veya yükseklik 500 metreden yazla ise dağıtıcınız ile temas etmeniz ve cihazınızı yeniden ayarlatmanız gerekir”. Bu otoklavın kullanıcı el kitabının giriş bölümünde bir kısmının veya tamamının kopyalanması, basılması, dağıtılması yasaktır diye yazmaktadır. Bu sebeple çerçeve içerisine alınmış ve büyük karakterler ile yazılmış olan bu dikkat çekici uyarı kopyalanıp burada resim şeklinde yayınlanamamıştır
Axyia markalı otoklav kullanıcı el kitabında yükselti kalibrasyonu için 0-2500 metre sınırı koymuştur
Matika otoklavın kullanıcı el kitabında 1200 metreye kadar çalışabileceği yazmaktadır. Gerek duyularsa fabrikası ile temasa geçilmesi durumunda arzu edilen yükseltiye göre cihaz üretilebileceği yazmaktadır.
MJQ markalı otoklavın kullanıcı el kitabında 860-1060 hPa atmosfer basınçlarında çalışabileceği yazmaktadır.

Otoklav üretici firmaların 1013 mBardan daha yüksek basınç değerlerini mesela 1060 mbar basınç değerini kalibrasyon sınırı olarak göstermeleri hayret vericidir. Çünkü 1060 mbar
basınç deniz seviyesinden aşağıda yani yerin altındaki bir çukurda ortaya çıkar.

Steril edilecek malzemelerin otoklava yerleştirilmesi

1. Kontamine malzeme ve materyaller ayrı olarak steril edilmelidir. Tüp, petri kutusu, şişe vb. kaplarda bulunan atılacak kültürler ve hasta çıkartıları paslanmaz metalden yapılmış, ağzı açık kova benzeri kaplara sıkışık olmayacak biçimde konulur ve otoklava bu şekilde yerleştirilir. Bu şekilde işlem esnasında dökülen materyaller otoklava bulaşmaz.
2. Steril edilecek sıvı materyalin konulduğu tüp ya da şişeler tamamen doldurulmaz.
3. Steril edilecek malzemeler otoklava buhar sirkülasyonunu bozmadan, buhar her yere nüfuz edecek şekilde yerleştirilir.
4. Burgu kapaklı şişelerdeki materyallerin sterilizasyonunda kapaklar gevşetilir.
5. Lastik tıkaçlı şişelerin tıkaçları pamuk tıkaçlarla değiştirilir, lastik tıkaçlar kağıtlara sarılarak ayrı steril edilir.
6. Sterilizasyonun denetimi amacıyla ayraçlı tüp ya da sporlu bakteri kültürü kullanılacaksa bunların buharın en zor ulaşacağı düşünülen yere konulması gerekir

Otoklav da Kullanılan İndikatörler

Kimyasal indikatörler

Kimyasal indikatörler, bir veya daha fazla sterilizasyon işlem parametresine cevap olarak kimyasal veya fiziksel değişikliklere uğrayan belli koşullarda renk değişimi gösteren veya katı fazdan sıvı faza geçerek sterilizasyon işlemi hakkında bilgi veren göstergelerdir. Kimyasal indikatörler etkin bir kalite teminat programının önemli bir bölümünü oluştururlar. Kimyasal indikatörlerin kullanılma amacı yanlış ambalajlama, sterilizatörün yanlış yüklenmesi ve otoklavın arızalarından kaynaklanabilecek muhtemel sterilizasyon hatalarının belirlenmesidir. Bir kimyasal indikatörün işlemle ilgili olumlu sonuç vermesi indikatörle işlem gören malzemenin steril olduğu anlamına gelmez.

Maruziyet kontrolü olarak tanımlanan işlemle, işlem bandı veya otoklav bandı olarak da adlandırılan, renk değişimi gösteren kimyasal indikatörlerle kabaca paketin sterilizasyon işlemine tabi tutulup tutulmadığı anlaşılır. Özel ambalajların kullanıldığı sterilizasyon işlemlerinde ise ambalajın açılmasına gerek kalmadan direkt ambalaj üzerinde paketin sterilizasyon işlemine girip girmediğini gösteren renk değişimine dayalı indikatörler kullanılmaktadır. Otoklav bandının sterilizasyon işlemi sırasında açılmayacak ve kalıntı bırakmayacak kalitede olmasına ve personelin sterilizasyona girmiş paketleri rahatlıkla tanıyabileceği renk değişimini gösterir nitelikte olmasına dikkat edilmelidir.

Bohça içi kontrolü paketlerin içine konulan otoklav içindeki fiziksel durumlarla ilgili bilgi edinmeyi sağlayan kimyasal indikatörlerle yapılır.
Kimyasal indikatörler otoklavda, standart büyüklükteki bir paketin, buharın en zor ve en geç ulaştığı düşünülen kısmına yerleştirilmeli ve üretici firmanın önerileri doğrultusunda renk değişiminin oluşup oluşmadığı kontrol edilmelidir.
Genel olarak kimyasal indikatörler ISO ve EN standartlarınca taşıdıkları özelliklere göre sınıflandırılmışlardır.
ISO 11140 Sınıf 1-6 arası sınıflaması,
1. İşlem indikatörleri,
2. Spesifik testlerde kullanılan indikatörler,
3. Tek parametreli indikatörler,
4. Çok parametreli indikatörler,
5. Entegratörler,
6- Emülsiyon indikatörleri.
EN 867-1 Sınıf A-D arası sınıflaması,
A- İşlem indikatörleri,
B- Spesifik testlerde kullanılan indikatörler,
C- Tek parametreli indikatörler,
D- Çok parametreli indikatörler, olarak sınıflandırılmıştır.
Kimyasal indikatörler hakkında üretici firmalardan ürünlerin güvenilirliği, emniyeti ve performans özellikleri konusunda olduğu kadar indikatör sonuçlarının ve steril ürünlerin saklanması sırasında indikatörlerde meydana gelebilecek renk değişikliklerinin yorumlanması ve indikatörün kendisine ait raf ömrünün ne kadar olduğu konusunda bilgi alınmalıdır.

C tipi kimyasal indikatörlerin buhar otoklavı, sterilizasyonda en uygun indikatör tipi olduğu konusunda yapılmış çalışmalar vardır.

Biyolojik indikatörler

Biyolojik indikatörler, sterilizasyon işleminde amaçlanan biyolojik ölümün gerçekleşip gerçekleşmediğini göstermesi bakımından önemlidir. Biyolojik indikatörler içerisinde sterilizasyona karşı en dayanıklı olarak bilinen bakteri sporları bulunur. Basınçlı buhar sterilizasyonunda bu amaçla Bacillus stearothermophilus kullanılır. Her indikatör üzerinde içerdiği basil tipi, her şeritteki koloni sayısı ve üretim numarası bulunmalıdır. Biyolojik indikatörler bohça içerisine konularak otoklavın kapı ağzı, köşeler ve vakum çıkışları gibi sterilizasyon işleminin en zor gerçekleşeceği düşünülen yerlere yerleştirilir ve işlem sonunda üretici firmanın önerileri doğrultusunda üreme kontrolü yapılarak sterilizasyon işleminin biyolojik ölümü sağlayıp sağlamadığı test edilir.

Biyolojik indikatörlerde de kimyasal indikatörlerde olduğu gibi üretici firmadan ürünün saklanması, kullanımı ve sonuçların yorumlanması ile ilgili bilgi alınmalıdır.
“Association for Advancement of Medical Instrumentation (AAMI)”a göre biyolojik indikatör test paketlerinin otoklavların ilk montajlarında, tamir gerektiren bir arızasından sonra ve ayrıca rutin olarak en az haftada bir, ideal olarak her gün, vücuda implante edilecek cihazların sterilizasyonunda ise her yükte kullanılması ve mümkünse bu son durumda biyolojik indikatör test sonuçlarının alınmasına kadar malzemenin kullanılmadan beklenmesi önerilmektedir.

“Centers for Disease Control and Prevention (CDC)” biyolojik indikatörlerin haftalık kullanılmasını, implant durumunda her yüke konulmasını önermektedir.

Elektrikli indikatörler

Otoklavdaki malzemelerin içine veya otoklavların çeşitli yerlerine yerleştirilen termokopullar bulundukları yerdeki sıcaklığı doğrudan doğruya ölçmektedirler. Bunların elektrotlarının uçları sıcaklığa hassas kurşundan yapılmış olup sterilizatör dışındaki bir kaydedici alete bağlıdırlar. Kontrol için seçilen paketlerin içine uçların yerleştirilmesi halinde buharın kurşun boyunca paket içine yoğunlaşmasını önlemek amacıyla gerekli önlemler alınmalıdır. Aksi takdirde buharın paket içine kurşun taşıması sonucunda kurşun zehirlenmesi görülebilir.

Geniş çapta, şişelenmiş sıvıların sterilizasyonunda kullanılan tek cidarlı otoklavlarda malzemeye ısı penetrasyon süresini güvenilir bir şekilde ölçmek amacıyla, her zaman bu termokopullar kullanılmaktadır. Kurşun uçlar otoklavın çeşitli seviyelerindeki şişeler içine daldırılarak istenen sıcaklığa ulaşma ve bu sıcaklıkta tutulma süreleri tespit edilir. Ancak bu yapılırken uçların şişe duvarına veya tabanına değmemesine özen gösterilir.

Otoklav Kullanılırken Dikkat Edilmesi Gerekilen Önemli Hususlar

1. Cihazın kontrolü,
2. Maruziyet kontrolü,
3. Yük kontrolü,
4. Bohça içi kontrol,
5. Kayıt sistemi.
Cihazın kontrolü amacıyla cihaz üzerinde bulunan göstergeler kullanılır. Bu şekilde zaman, sıcaklık, buhar basıncı ve bağıl nem personel tarafından takip edilebilir. İşlemler öncesinde bu göstergelerin çalışma durumlarının kontrol edilmesi ve belli aralıklarla teknik servisin bakım vermesi validasyonlarının kontrollerinin yapılması gereklidir. Bu göstergeler sterilizasyon işlemi için gereken değerleri ayarlamaya yarar. Ancak sterilizasyonun etkinliği açısından taşıdığı anlam oldukça sınırlıdır. Zira uygulanan işlemin steril edilecek malzemeye ne oranda yansıdığı konusunda bilgi vermezler. Bu amaçla kimyasal ve biyolojik indikatörler kullanılır.

Bowie-Dick Testi

Bowie ve Dick tarafından 1960 yılında geliştirilmiştir. Testte vakumlu otoklavlarda doymuş buharın otoklavdaki yüke hızlı bir şekilde girip girmediği test edilmektedir. Buhar sterilizasyonunda etkin bir sterilizasyon için buharın steril edilecek tüm yüzeylere doymuş buhar formunda ulaşması, uygun sıcaklık ve sürede etki etmesi gerekir. Bowie-Dick testi paketi otoklav boşken en alt rafa ve vakum pompasına en yakın yere konur. Eğer test için özel program varsa bu programda yoksa 134°C’de 3.5 dakika ± 5 saniye veya 121°C’de 15 dakika ± 5 saniye süreyle ayarlanarak cihaz çalıştırılır. Test sonunda tüm çizgilerin aynı tonda referans renge dönmesi beklenir. Bu testin EN 554 cihaz testi standardına göre her gün bir kere uygulanması ve kaydının saklanması gerekir.

Ön vakumlu buhar sterilizatörlerinde en az haftada bir kez vakum kaçak testi yapılmalıdır.

Uygulanan sterilizasyon işleminin yükteki etkinliğini değerlendirmek amacıyla biyolojik ve kimyasal indikatörler kullanılır. Kimyasal indikatörlerin EN 867 (TS EN 867), ISO 11140; biyolojik indikatörlerin ise EN 866 (TS EN 866), ISO 11138 numaralı standartlarla uygunlukları belirlenmiştir